Nasrettin Hocanın Kısa Fıkraları
Nasrettin hoca tarihimizde fıkraları ile tanınır. Çok bilmiş bir hoca ve başından geçen olayları anlatır. Yaşadıkları ders verici ve nasihat çıkarılacak durumlar olduğundan oldukça çok sevilmektedir. Anlatılan fıkralar güldürücü, eğlendirici ve eğitici olmaktadır.
Nasrettin hocanın en kısa fıkraları
Ben uyuyorum
Nasrettin hocanın arkadaşı şehre gelmiş ve parasız kaldığı için ziyaret etmek istemiştir. Kapsı çalar ve şöyle bir konuşma gerçekleşir.
– Hocam, uyudunuz mu?
– Buyur nasıl yardımcı olabilirim?
– Borç para isteyecektim sizden.
Nasrettin hoca o an horlamaya başlar.
– Ben uyuyorum! der.
Dünyanın merkezi neresi
Bir gün köydeki okulda öğretmenler sınav yapacakmış. Sınavda soracakları sorulardan birisi dünyanın merkezi neresi olduğudur. Öğrenciler günlerdir araştırır ama bir cevaba ulaşamazlar. Nasrettin hoca ile yolları kesişir ve sorarlar.
– Hocam size bir sorum olacak.
– Buyur evladım sor sorunu.
– Hocam öğretmenimiz “dünyanın merkezi neresi” diye sordu.
– Ayağının bastığı yerin altındadır.
Çocuklar ne diyeceğini şaşırarak nasıl olur hocam der.
– Olur evladım, bak tam burası diyerek gösterir.
Ateş düştüğü zaman
Nasrettin hoca bir gün mantı yapar ve soğumadan misafirlerini çağırır. Gelirler ve sofraya otururlar. Misafir mantıyı yer ama boğazı yanar, yandığını belli etmemek için kafasını kafana doğru diker ve etkisi geçinceye kadar öyle bakarmış. Hoca şüphelenmesin diye şöyle sormuş;
– Hocam bu tavanı ne zaman yaptırdınız?
– Boğazına ateş düştüğü zaman.